18 Temmuz 2012 Çarşamba

İsim isim İstanbul

‘Ne demek İstanbul; Bebek, niye Bebek!?’ kitabı İstanbul`un semt isimlerinin kökenine ışık tutuyor.
Mimar Önder Şenyapılı’nın ‘Ne demek İstanbul; Bebek, niye Bebek!?’ adlı kitabı semt ve mahallelerin adlarının nasıl doğduğunu açıklıyor. İşte tarihi anlamlarını unuttuğumuz yerlerden bazıları...
* ABİDE-İ HÜRRİYET: Şişli’de Hürriyet tepesindeki anıtın adı. Bugünkü dille söylenirse ‘Özgürlük Anıtı’. Hürriyet tepesinde 31 Mart şehitleri yatıyor. Anıt onların anısına 1911 yılında dikilmişti.
* BAB-I ALİ: Günümüz Türkçesinde ‘Yüce Kapı’ anlamına gelen bu terim, aynen tercüme edilerek diğer dünya dillerine de girmiştir. İstanbul’da devleti temsil eden her ofis, ‘kapı’ diye anılırdı. Yani bugünün devlet dairesinin karşılığı ‘kapı’ idi. Basın kuruluşları İkitelli’ye taşınmadan önce “Bab-ı Ali” denilince akla basın geliyordu.
* BAĞDAT CADDESİ: Bizans döneminden bu yana varlığı bilinen yol (şimdi cadde), Osmanlılar döneminde Üsküdar’dan Şam ve Bağdat yönüne giden kervanlarca kullanılıyordu. Osmanlı ordusu, Doğu seferlerine bu yoldan çıkıyordu. Adının Bağdat Caddesi olması bu nedenledir.
* BEBEK: İsmini, Fatih’in bu bölgenin muhafazasına memur ettiği bölükbaşının ‘Bebek’ lakabından almıştı. Bebek Çelebi ya da Bebek Çavuş’un bu semtte bir köşkü ve sonradan hasbahçe olan bir bahçesi vardı.
* BEŞİKTAŞ: Bu semt ‘Kone Petro’ adıyla anılıyordu. Anlamı ‘Taş Beşik’ idi. Rahip Yaşka, Hz İsa’nın beşiğini Kudüs’ten getirip, burada yaptırdığı kiliseye koymuştur. Hz. İsa çocukluğunda bu beşik içinde yıkanmış, bu sebeple bu kilise Rumlar arasında ‘Taş Beşik’ olarak ün yapmıştır. Rahip ölünce beşiğin Ayasofya’ya bırakıldığı söylenir. Bu söylenti bir delile dayanmadığı için efsane niteliği taşımaktadır.
* CİHANGİR: Kanuni Sultan Süleyman’ın, Tophane ile Fındıklı arasındaki kıyıdan 300 basamakla ulaşılan yüksekçe bir yere oğlu Cihangir’in anısına yaptırdığı cami, semte adını vermiştir.
* ÇAĞLAYAN: Sultan Abdülaziz, Osmanlı döneminde bahçe ve çağlayanlarla ünlü bu yere 1863’te bir kasır yaptırmıştır. Kasrın bulunduğu alan çağlayanlarla kaplı olduğundan ‘Çağlayan’ diye anılmış, daha sonra semte ismini vermiştir. 1940’ta yıkılan kasrın yerine İstihkam Mektebi yaptırılmıştır.
* ÇIRAĞAN: Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, buraya kurdurduğu köşkte Çırağan Şenlikleri denilen meşale şenliklerini düzenlendiğinden, Farsça ‘ışık’ anlamındaki ‘Çırağan’ ismiyle anıldı.
* DARÜŞŞAFAKA:‘Şefkat Yurdu’ anlamına gelen Darüşşafaka adı, yoksul ve yetim çocukların yetiştirilmesi amacıyla 1873 yılında hizmete giren parasız yatılı okula verilmiştir.
* GALATA: Adını, Rumca ‘süt’ anlamına gelen ‘gala’ kelimesinden aldığı iddia edilir. Bir zamanlar Galata’da inek ahırları ve süthaneleri bulunması bu iddiayı güçlendiriyor.
* HASEKİ: 16. yüzyılın ortalarına kadar bu semt kadınlar için kurulan bir pazar dolayısıyla Avrat Pazarı adıyla biliniyordu. 1550 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi Hürrem Sultan tarafından bu semtte yapılan Haseki Darüşşifası (Haseki Hastanesi), Haseki Hürrem Camii ve Haseki Külliyesi nedeniyle semtin ismi Haseki haline geldi.
* ZEYREK: Fetih’ten sonra camiye dönüştürülen Pantocrator Kilisesi’nin yeni adı ‘Molla Zeyrek’ semte ismini vermiştir. Dilimize Farsçadan gelen zeyrek sözcüğü, zeki, anlayışlı, uyanık anlamına gelmektedir.


Efsane tepeler

YEDİTEPE: İstanbul yedi tepe üzerine kurulmuştur. Bu yedi tepe ve üzerindeki önemli yapıları yazar Giovanni Scognamillo ‘İstanbul’un Gizemleri’ isimli kitapta şöyle sıralar:
1- Sarayburnu Tepesi: Topkapı Sarayı ve Ayasofya
2- Nuruosmaniye Tepesi: Nuruosmaniye Camii ve Çemberlitaş
3- Beyazıt Tepesi: Beyazıt ve Süleymaniye camileri
4- Fatih Tepesi: Fatih Camii
5- Sultan Selim Tepesi: Sultan Selim Camii
6- Edirnekapı Tepesi: Tekfur Sarayı, Kariye Camii
7- Davutpaşa Tepesi: Çukurbostan Sarnıcı

Kaynak: İstanbul Ajansı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder