Yazmak için ilhama ihtiyaç yoktur. İlham
sadece bir bahanedir. Bazen bir yere gitmek için bir arabaya ihtiyaç
duyarsınız. Ama o olmadan gitmenin mümkün olduğunu insanlık tarihinde
tekerleğin icadından önce yalnızca kendi uzuvlarını kullanarak da bir yerden
bir yere ulaşabiliyor olduğundan bilirsiniz. İşte ilham da bir yazar için
böyledir. Aslında yazarın tek ihtiyacı beyni ve içinden geçenleri aktarabildiği
bir materyaldir.
Dünya üzerinde kalıcı olmanın pek çok yolu
var. Bunlardan birçoğu da yeryüzündeki sanatın birer yansımasıdır. Bunun
dışındakiler yine eşdeğer bir şekilde yaşama katkı sağlamak amaçlı olan icatlar
ve şimdilerde, varlığı sınırlı olduğu hâlde insanoğlu egemenliğindeki hâli için
sınırsız birikime ulaşabilmiş olan bilgidir. Bilgi, belki bu dünyadaki en
değerli şey. Öğrenmenin yanı sıra fark etmeden de olsa bilinmeyeni açığa
çıkarmak bir insanın erişebileceği en ulvi noktalardan birisidir. Bunu yapan
kişiler olan bilim adamları, sayılarının kısıtlı olması ve günümüz kapitalist
dünyasında insanların para ve politik güç yani daha fazla insana kısa yoldan
erişebilme gücü gibi menfi niteliklere değer veriyor olmasından ötürü
anlaşılamadan tabir-i caizse kendi kendilerine çabalayıp dünya üzerinden yok
olagelmektedirler. Bilim adamlarının karşı karşıya geldiği güçlüklerden bir
diğeri ise döneminde anlaşılamamak. Çünkü içlerinde bile ilgilendikleri konular
sadece meraklı oldukları ve ulaşabildikleri maksimum veriye göre
belirlendiğinden zaman zaman muhatap bulabilmek için dünya üzerinde yer ve
zaman sınırı olmaksızın araştırmak zorunda kalabilmişlerdir. İnsanlık elindeki
gerçek gücün farkında olmayıp öylesine yaşamaya devam ededursun, her türlü
bilim dalına ayrılan katkı devletler içinde menfi masraflara ayrılan ödeneğin
yanında devede kulak kalır. Mühendislik bilimi belki mevcut kaynakla sağlam ve
kaliteli işler ortaya çıkarabilmek amacında olabilir. Ancak bu durum bunun gibi
pek çok bilim dalına ayrılan katkının çok kısıtlı bir meblağ olmasını
gerektirmez. Bilimin değerini düşürmeye çalışan politik gücün üstün geldiği bir
dünyada yaşadıkça daha ileri gitmek imkânsızlaşacaktır. Bu düzene göre kurulu
bir dünyada da insanın üretmekte olduğu iş veya ortaya çıkarmaya çalıştığı
bilgi, politik gücü elinde bulunduranların menfaatinden ötürü her zaman bir
yerde tıkalı kalmaya mahkûmdur.
Ceren Türkay